Bir bebeğin beyin yapısı, çevresinden kendi eylemlerine uyan tepkiler olduğunda daha iyi gelişir. Örneğin, size gülümsediğinde, siz de ona gülümsüyorsanız, bu "uyan" bir tepkidir. Bebeğin bir şeyler yaparkenki coşku düzeyi, sizin tepkinizi ona hangi yoğunlukta göstereceğinizi belirler. Onun düzeyiyle karşılık vermelisiniz; örneğin, sesi alçak tonda ise, alçaktan; çığlıklar atıyorsa, yüksekten... Bebeğe tepkileriniz, her zaman bebeğinkiyle aynı kanaldan olmayabilir. Birçok algıyı eşzamanlı kullanarak hareket edebilirsiniz; örneğin, onun gülücüğüne hem gülerek, hem kafasını kaşıyarak tepki verdiğinizde, dokunma ve görme sistemleri arasındaki bağı kuvvetlendirmiş olursunuz.
Bebeği özellikle strese sokan, zorlayan uyaranlar bellidir. Örneğin bazı yüz ifadeleri; devamlı endişeli, öfkeli, ya da kayıtsız tavırlı yüz ifadeleri; bebeği kaygılandırır. Aşırı gürültü, sık yer değişiklikleri, düzensiz, kaotik ortamlar... şu dünyada rahat etmek için bebeğin tek kılavuzu ve dayanağı anne-babasıdır (ve diğer büyükler). Sizin yüz ifadeniz, ses tonunuz, dokunuş biçiminiz bebeğin bilgi kaynağıdır; nasıl bir ortamda olduğunu, nasıl davranabileceğini, o ipuçlarından çıkartacaktır.
0 Yorum